Özel hayatın gizliliği ilkesine dayanarak bu konuda size anlatacaklarımı kişi ve yer belirtilmeden işin doğrusu ailemi tehlikeye sokmadan beni de zor durumda bırakmadan biz değilmişiz gibi yazacağım.
Konu: doğum günü.
Yer: evlerden bir ev
Kişi: Söylemeyeceğim dedim ya, belki de sen ve kocan
Amaç: Olur ya bi erkek insanın kulağına küpe olur da anlayıverir kadın insanı diye
Kadın çok çaktırmasa da doğumgününü bekliyor ve istemese de bir türlü unutamıyordu. Çok istedi o da desindi "aaaaa ben tamamen unutmuşum." "Bugün benim doğum günüm müüü?" "Nasıl sürpriz olduuuu!" diye. Ama ne mümkündü ocağın 1 olması demek onun doğum günü olması demekti. Hatırlamamak için bütün dünyanın bir olup takvimleri günleri münleri değiştirmesi, noelli dedeyi kafalaması lazımdı.
Neyse gelelim evlerden birine. Kadın bikaç gün öncesinde eşiyle aralarında yaşanan ufak kırgınlıktan sonra bu doğumgününün diğerlerine nazaran daha özel geçeceğini bekliyor daha bir sabırsızlanıyordu. Derken beklenen gün geldi çattı. Saatler ilerliyor kadın bakınıyor kocası bakınmıyor, kadın hop oturuyor hop kalkıyor kocası sadece oturuyor, kadının etekleri zil çalıyor kocada hiçbirşey tın etmiyordu. Koca bi kayboldu gözden karısı pek rahatsız etmedi onu, hani bi hazırlığı varsa da bölmesindi. Hatta kocasının geç geldiği günlerde nerede kaldın bile demedi hediye falan bakınıyorsa kocasını zor durumda bırakmasın diye. Şimdi hediyenin ne olduğunu söyleyip de ayıp yapmak istemez kadın kocasına ama işin gerçeği umduğunu da bulamadı bizimki. Çünkü kocası doğumgünü deyince aklına gelen en kolay en pratik en standart hediyeyle karısının karşısındaydı her zamanki gibi. Hatta kocası aralarında geçen tartışmayı bile untmuş desem size.
Kadın bi bozuldu hediyeyi görünce her ne kadar kocasına çaktırmak istemese de suratından dökülüverdi duyguları. Sanki "yine mi .... " der gibiydi. E adam hediye seçimi konusunda iyi olmayabilir ama kör değil ya nihayetinde bişeylerin yolunda olmadığını anladı. Eşine verdiği hediye sonucu karşılaştığı tutum onu da daha bi bozmuştu. Biraz üzgün biraz öfkeli bir ses tonuyla "Kusura bakma" dedi karısına "ev araba alamadım ama..."
"Ev miiii, araba mııı" dedi kadın içinden. Sen beni hiç anlamıyorsun dercesine kocasına...
İşte tam buradan başlıyor size anlatacaklarım. Belki de sizin "aaa adam düşünmüş almış iyi niyetiyle kadının yaptığı nankörlük" düşüncenizi bakın nasıl değiştireceğim.
Evet kadın o her zamanki hediyeden istemedi ama ev araba da istemedi ki. Kadın ilgi istedi. Kocasının eyvaaaah doğumgünü geldi, gücüm parama yeter bişey ALMALIYIM koş...... almaya demesini değil; işe bi duygu, bi hayalgücü, bi ruh okşantısı katarak herhangi bişey yapmasını istedi. Belki bir mektup, belki özel bir not, belki sıcacık kelimeler, basit bir kitap, saksıda çiçek... Ne bileyim duygu yani duygu... Para olmak zorunda değil. İlla birşey alınması, bi maddi değer taşıması önemli değil. Eşinin cebinden değilde gönlünden, ruhundan gelsindi doğumgünü hediyesi. Ha bu sene de aldım bi hediye, doğumgününü kutladım bitti havasından öte, bitmeyen hep hatırlanası bi gün olabilsin diye düşünseydi istedi kadın kocasının.
Sanmayın ki böyle kaldı bu konu, aferin onlara ki konuşup hallettiler de akıllarındaki o kötü kurdu çıkarıp attılar. Şimdi kadın birdahaki doğumgünü için daha umutlu kocası da bişey alma zorundalığından kurtulmanın verdiği rahatlığa mı sevinsindi haydaaaa şimdi de bu çıktı ne yapacağım diye kara kara düşünsündü mü bilemedi.
Aslında kocası kadını çok seviyor ve kadın bundan öylesine emin ki hergün şükrediyor bu güzel duygu için. Kendisi de öyle. Acısıyla tatlısıyla yaşadıkları üç kişilik dev kadrolarında yine olsa yine kocası esas adam olsun isterdi. Hem ben dedim kadına yazmayalım diye ama kocasını anlatmaktan öte 'kadın ne ister' konusunda bir not da o eklemek istedi tarihe. Bana dedi ki "işin gerçeği doğumgünü bahane, önemsenmek, sevildiğini hissetmek şahane".
Konu burada biteeeer. Bu yazıdan sonra ben nolurum bilemiyorum. Buradan sevgili eşime el sallamak istiyorum ve onu çoook sevdiğimi de söyleyip birdahaki yazıda sizinle yine buluşabilmeyi umut ediyorum.
Bu Yazı: kocasının affına sığınan bir yazı. Bu yazı kahkahaların arasına birkaç ünlem koydu aslında. Birbirini anlamayan kadın ve erkek arasına bir köprü kurdu. Bu yazının gönlü ne evde ne arabadaydı bu yazı biraz daha özen aradı.
0 yorum
Yorum EkleYorumunuz