Bugünlerde Vuslat'la iyi ilişkiler içindeyiz. Aman Allah bozmasın. Biraz ben onu alttan alıyorum, biraz o beni anlamaya çalışıyor derken yuvarlanıp gidiyoruz. Genel olarak aile ilişkilerimizde de bir sorun yok çok şükür.
Evin beş parmağında 5 marifet olmasa da bi koca, bi sıpa ve şimdilerde de bloğuyla ve bugünlerde ev işlerine posta koymuş halde hayatını sürdüren annesi; koca göbişli, kendini süper yoğunluğunun arasındaki süper sakinliğine hayran bırakan kocası; cadılık ustası, elinden gelse anesini kreşe gönderecek, babasını evde görevlendirecek, kendisi de işe gidecek minik yöneticisiyle kendi halinde bir yuvamız var çok şükür.
Hani diyorum hayatımıza şöyle minik bir eleman girse artık. Kaşınıyor muyum bilmiyorum ama Allah bu mutluluğumuza mis bebek kokusu, viyaklı gece nöbetleri, yeni ninni besteleri, avucumun büyüklüğünde mini kıyafetler katsın istiyorum.
Çaktırmasa da hamileliğimin taa -9 anında başladığı zorunlu bebek sorumluluğuna dahil edilme durumundan pek memnun olmadığı için babamızın pek o taraklarda bezi yok. Bi taraftan da vakti... Napsın adam, zaten uçmadan kaçmaya yetişemediği bir dönemdeyken bide benim dırdırımla uğraşmayı göze alamıyor. Benimse dırdır yapmama gibi bir seçeneğim zaten yok. Vuslat'ımız da ailedeki yerinin ve makamının farkında ve gayet memnun.
Dolayısıyla ne Vuslat'ın kararına, ne de eşimin bebek istememe durumuna bile karışamıyorken sevgili çevredekilerin ve kimi büyüklerin (eş dost demiyorum çünkü eş dostumu bana karışmayan, fikrini söylese de beni taciz etmeyen yada gücüm yetmediğinde öküzsün işte diyebildiğim insanlarda seçiyorum) bu konudaki baskılarıyla aman kırmadan aman üzmeden başetmeye çalışıyorum.
Hüküm koyulmuş bir kere o çocuk olacak.
Evlendiğin anda çocuk ne zaman, çocuk doğup daha inga demeden hadi arayı açma ötekine geç kaldın diyen tipler varya öyleleri musallat oldu bana. Yavrum Vuslat bile nasibini alıyor artık bu çok düşünceli, aile nüfus planlayıcılarından. İlk zamanlar annenle babana söyle de sana kardeş alsınlar sözlerine hiiiç kulak asmıyodu. İnsanlar konuşa dursun o "nıçç" deyip geçiyordu. Baktı anlamıyorlar durumu açıklamaya başladı "Odamı dağıtır, eşyalarımı karıştırır ben istemiyorum kardeş" diye.
Bu arada bunu diyen Vuslat Hanım çok çok düzenlidir ya! Görseniz odası toplu, pijamaları yastığının altındadır her gün. Kitaplarını yatağın altına zulalamaz, çantasını kapı girişine koymaz, yumurta kolisi vb. tüm tuhaf şeyleri yürütüp laptopun, oranın buranın arkasına saklamaz.
Neyse konuya devam...
Hala aynı kişilerden aynı konuları duymak yavrumu da bezdirmiş olacakki artık "tamam söylerim" deyip kapatıveriyor konuyu. Tabi sonraki muhatap ben oluyorum "Bak çocuk da istiyor yazık değil mi buna? " falan filan. E tamam bende çocuk istiyorum ayrıca mümkünse tek çocuk olmaması gerektiğini savunan bir insan olmama reğmen onların bu ısrarlarına bezdiriyor beni artık. Sanki ben istemiyorum. Gelin bakın da yapıyım. Hatta tüm beni düşünen insanları çocuk bakmak üzere hayatıma davet ediyorum. Hatta her kişinin eline birtane çocuk sözüm olsun.
Tabi bunları içimden geçirip onlara "Bizim babamız istemiyor" deyip, genelde o an ortamda olmayan kocama topu atarak muhatabı bulumayan konunun kapanmasını sağlıyorum. Daha doğrusu kapanacağını sanıyorum. Ne mümkün? Bu defa de konu "kadın isterse herşeyi yapar" a geliyor. Neymiş efendim kocam benim ağzıma bakıyormuş zaten. Allah'ımmmmmmmm biri şu çok bilmişlerin ağzını kapasın ve nolur o ben olmaym.
Bu yazı: Bir imdat çağrısıdır. Bu yazı iki arada bi derede kaldı ve kendini zor tutuyor. Birilerine fena halde haddini bildirmek istiyor. Bu yazı hala bir çocuk istiyor.
0 yorum
Yorum EkleYorumunuz